Serdar Ayrılmaz, Serkan Gültekin, Cenk Levi ve ben Mutlu İnan Akdağ
Önceden aldığımız 30 Nisan – 1 Mayıs tarihli uçak biletleriyle Kayseriye uçtuk. (Serkan Gültekin, Cenk Levi) Oradan kiraladığımız araç ile Serdar (Ayrılmaz) Abinin Çukurbağ(Niğde) köyündeki dağ evine geçtik. Tahminlerde hava durumu parçalı bulutlu gösteriyordu, fakat Kayseriye indiğimizde dağların yağış aldığı belliydi. Aladağları görünce çok şaşırmadık bu yüzden.
Kahvaltımızı yapıp biraz dinlendikten sonra öğlen sonrası aracımız ile Sokullupınar’a geçtik. Yağış sadece yükseklerde etkili olduğundan, bu yüzden yollar kuruydu.
Faaliyeti çadır almayıp bivak (acil durum kampları için kullanılan tulumun içine sığacağı torba) ile yapmaya karar vermiştik. Mümkün olduğu kadar çantalarımızı hafif tutmaya çalıştık. Yanımıza emniyet malzemesi olarak 2 adet 20 m. ip ve sikke aldık.
Narpuz vadisine girdiğimizde saat 14:00 civarıydı. Yukarılar yağış altındaydı bazen bize yağmur şeklinde yansıyordu. Demirkazık klasik zirvesi rotasından yürüyerek Peak kulvarının altındaki derin çarşağı (küçük taş akıntıları) görünce sağ yamaçtan yavaş yavaş yükselip kulvarın girişine doğru yürüdük.
Bivak yerine 2-3 saat sonra ulaştık. Son zamanlarda gördüğüm en mükemmel kamp yeri ile karşılaştım. Kulvara girer girmez solda kayanın hafif bombe yaptığı 6-7 kişinin kalacağı düz ve temiz bir alan. Yaklaşık olarak 2700 civarı olduğunu sanıyoruz.
Akşam üzeri 5-6 gibi biz tulumlarımıza, Serdar abi ise çadırına girmişti. Onun bivağı olmadığından yanına çadır aldı. Hava buralarda baya soğuktu kar yağışı bölgesindeydik, zaman zaman üzerimize rüzgar eşliğinde kar geliyordu. Mağara gibi olmadığından kamp alanı bu gibi durumlarda yağışa açık halde. (En azından az bir kısmı değil) Yarı belimize kadar tulumlara girip akşam yemeklerimizi yedik. Erken yatmamak için biraz sohbet ettik. Akşam 8 civarı sadece rüzgarın sesi kaldı.
Gece soğuk geçti. Yanımızda acil durum battaniyeleri vardı Serkan ve ben tulumlarımıza onu sararak geceyi sıcacık geçirmemizi sağladık.
Sabah 4’te kurulan alarm sesi ile uyandık. Havanın açması konusunda ümitlendik ama akşamdan sabaha pek bir şey değişmemişti. Bu durumda kulvara girmemiz imkansızdı. Zirveye yakın bölgelerdeki kar yağışı, sis ve rüzgar bizi çok zor durumda bırakırdı. Bu şekilde bir risk almanın bir mantığı yoktu.
Bozuk havanın mükafatı olarak yarım saat daha uyuduk. O kadar güzel yer ki burası insanın hiç ayrılası gelmiyor gerçekten. Kahvaltılarımızı yine yarı belimize kadar tulumların içinde yaptık ve 5:30 gibi iniş için hazırdık.
Kötü hava bizi caydırmıştı ama tam olarak değil. Günümüzü değerlendirmek adına Kayacık Zirvesine giden kar kulvarına girmeye karar verdik.
Biraz ne alaka gibi olsa da, yüksek zirveler yağış altındaydı ve 3000 m. nin biraz üzerinde olan Kayacık zirvesi nispeten açık ve elverişliydi.
Narpuz vadisinden Karayalak vadisine doğru ilerledik. Emler batı rotasının başladığı yerden kar kulvarına girdik. Burası ne hafif ne de sert tatlı bişey 🙂 Kulvara girmeden ağırlıklarımızdan kurtulmak istedik, çünkü nasıl olsa aynı yerden inecektik.(tulum ve fazla sularımızı bıraktık.) 08:10’da kazma kramponları kuşanarak çıkışa başladık.
Zaman zaman karın bittiğ, 5-10 m.lik alanlar geçtik. Eğim yukarılara çıktıkça daha tatlı sert bir hal alıyordu. Bu kulvar bizi zirvenin altına kadar taşır diye tahmin ettik ama olmadı, kayalık bir sırta çıktık. Yaklaşık 3 saat kadar kar kulvarından çıkış yapmıştık. Baya uzun ve keyifliydi. 1 saat daha karsız alanda devam ettikten sonra Zirveye çıkmadan geri dönüşe geçtik. Öğlen 2-3 arası Sokullupınar kamp alanındaki aracımıza binerek köye döndük.
Sıra gelmişti Dağ evinin tadını çıkartmaya. Bazı yazılarımda daha önce belirtmiştim. Çukurbağ köyünün üst tarafında Serdar ve Utku Ayrılmaz kardeşlerin 20 yataklı dağ manzaralı sıcak sohbetli güzel bir dağ evleri var. Şöminenin yanında el yapımı şarap yudumlarken Büyük Demirkazık Zirvesini izlemek nasıl bir keyiftir bilemezsiniz 🙂 Cenkle biz Çamardı ilçesine gidip et aldık. Bahçede mangal üstünde hızlıca pişirip el yapımı vişne şarabı eşliğinde aç karınlarımızı tıka basa doldurduk.
Neye niyet neye kısmet bir hafta sonu oldu… Hava BDK peak kulavarı için olumsuz bir ortam sağlasa da dağda güzel vakit geçirmemize engel de olmadı.
Serdar Ayrılmaz’a güzel mekanın kapılarını bize açtığı için çok teşekkür ederiz.
Sevgiler,
MİA