Likya Yolu 2017

ANTALYA BAŞLANGIÇ

Gün1:
22-23 ekim istanbuldan hareket eden 7 kişilik ekip sabah saatinde birleşip servis minibüsü ile geyikbayırındaki josito’ya geldik. Buradaki bağlantıları sağlayan Geyikbayırı köyünde yaşayan eski dost İsmet ile burada buluşma fırsatımız oldu. Teşekkürler İsmet 
14:00 de geyikbayırından çitdibine yürüyüşe geçtik. Yüksek ormanda gölgede ilerledik. Eski manastırdan sonra işaretleme bitti. Buradan çağlarca yönüne devam etmek gerekiyor. Asfalt yol fazla dolandığı için ormana girip ormandan devam ettik. Hava kararmaya yakın yol kenarında bir çeşme kenarına vardık. Sularımızı doldurup yakında bir kamp alanı ayarladık. Saat 20:00). Tulumlar için yer açarken, tarhana çorbamız ve makarnamızı yapmaya başladık bir yandan. Sonra açık havada t ulumlarımıza girip uyuduk. 14:15 de başladığımız yürüyüş 20:30 da bitti.

 

Gün 2:
Sabah 08:15 de kaldığımız yerden çitdibine doğru yola çıktık. Aşmamız gereken 1400 metrelik bir geçit var. Hemen 3-5 dk sonra kozoğacı yaylasına vardık. Çağlarca-geyikbayırı manzarasına sahip bu güzel yerleşim yerinin arkası çitdibine gidecek olan geçide devam ediyor. Doğaçlama köyün üst başından geçide yöneldik. Karabel yaylasında güzel bir içme suyu var. Biraz sonra 1400 rakımlı geçidi geçiyoruz. Dere yatağını bulana kadar yaklaşık 350 metre indik. (12:30)Yüksek ve yaşlı ormanlar serin ve keyifliydi. Dere yatağında yemek yapmak ve dinlenme için öğlen molası verdik. Terlemiş bedenlere su iyi geldi. Tarhana çorbası, pirinç pilavı, soğan söğüş ve semiz otlu patates salatası. Çaylar içilip 15:45 gibi yola çıktık. Dereyatağından çıkar çıkmaz yükseldik. Anıt mezarlara kadar yükselip daha sonra irtifa kaybedip asfalta vardık. Çitdibi köyüne 19:00 gibi vardık. Köye girmeden rota işaretlerini takip edip su kaynağı aradık. Yakındaki evin birinden adam başı 2 lt olan kaynağımızı doldurup ekibin yanına vardık. Yakınlarda küçük bir tepenin üstüne kampımızı kurup yemek hazırlığına giriştik. Manzaramız Hisarçandırı ve Yarbaşçandırının iki yanda olduğu vadi boyu. Yemek menümüz Tarhana çorbası, makarna…
Sivrisineğin bol olduğu mekanda gece ateş yakmak durumunda kaldık. Tütsü kokusuyla açık havada yıldızların altında tekrar uykuya daldık.

GÜN 3:
08:10 da Hisarçandır’a doğru yola çıktık. Vadi tabanına kadar burunları bir bir geçerek devam ettik. Baraja varıp karşıya geçip tekrar yükseldik. Hisarçandır köyüne yaklaştığımızda çıplak arazi ve yoldan devam ettik. Buralarda da işaretler bazen çıkıyor karşınıza. Son 2 km kala yoldan çıkıp kestirme yaptık. Yol üstünde bulduğumuz üzümler susuzluğumuzu biraz avuttu. Hisarçandır’a varmadan kestirme yaptığımız arazide su kaynağı bulup öğlen molasını verdik. (13:00). Ceviz ağacının altında Sivridağ manzaralı, yanıbaşımızda çeşme olan bir yerde 16:00’ya kadar mola verdik. Öğlen menümüz tarhana çorbası, içine ne bulduysak koyduğumuz pekmezli un helvası, kahve, çay. Mola yerinden biraz üstümüzdeki asfalta çıkıp Antalya istikametindeki Hisarçandır Köyüne vardık. Girişte kahvede 5-10 dk oturup birşeyler içtik. Köy girişinden Göynük istikameti yönünde Beydağlarına doğru yükseldik 2-3 km sonra nihayet ve ilk likya yolu tabelasını görmüş olduk. İki seçenekten biz Üçsöğüt yaylası tabelasına yöneldik. 7 km’lik etabı bitirip yaylada geceleme niyetindeydik. Beydağlarına çıkmaya devam ettik, hava karardığında iyice yükselmiş, sedir ormanında sivridağı görerek ilerliyorduk. 21:00 doğru 1200 metredeki yaylaya vardık. Üç gecedir kamp ateşimiz olmadığı için bu kez ateş etafında toplanacağımız bir yer arayışı uzun sürdü. Sadece 5-10 arı kovanın olduğu yaylada taşıdığımız suları kullandık. Köyden aldığımız adam başı üç yumurtalı omlet ve makarna akşam menümüzdü, ardından çay. Kuru ardıç ağaçlarından derlediğimiz odunlar ağır ağır yanarken biz yaylanın orta yerinde farklı zamanlarda uykuya daldık.

GÜN 4:
Gece biraz serin geçti, tulumları düşük dereceli olanlar birazcık hissetti. 08:40 da tabela istikameti olan Gedeller yönüne inişe geçtik. Geyiksivrisi dağının arkasını görerek inişimiz hoş manzaralar içinde devam etti. Yolu olmayan, keçi besleyip, dağdan topladıkları ada çayını satan oldukça doğal bir yayladan geçtik. Su kaynağına vardığımızda saat 11:50’u gösteriyordu. Menüde pirinçli yulaflı çorba ve makarna var, üstüne dağdan topladığımız limonlu ada çayı. 14:20’de mola yerinden Gedeller istikametine inişe devam ettik. Bazen kayalık, bazen sık orman ve bazen de yüksek ormandan geçerek 1000 metreye yakın irtifa kaybedip 18:00’de Gedeller köyüne vardık. Aşıklar tepesi denilen bir yerde yemek yedik. Üçsöğüt yayla Likya tabelasının buradan Göynük yoluna bağlanmadığını anlamış olmanın burukluğunu yaşadık. Not:Yerel rehberlerin sonradan açtığı bu rotada başlangıçta bir tabela hatası olmuş.Dikkat!!! Bir sonraki nokta olan Göynük noktasına varmak için Yaşar abinin arkadaşı kangosuyla Antalya limana bıraktı, kemer otobüslerine binip Göynüğe geçtik. Bugün geceyi Göynük sahilde geçirecek, yarın sabah rota başlangıcı olan Göynük kanyona geçecektik. Migrostan 2-3 günlük yiyecek alışverişimizi yenileyip, sahile yürüdük, halk plajına varıp geceyi sahilde geçirmek için yerleştik. (21:00-22:00) sohbet muhabbet sonrası açık havada arkada şehrin görültüsüyle uykuya daldık.

GUN 5:
Hafif dalga sesiyle sabah erken uyanan ekip denize girerek güne başladı. Günlerdir dağ yürüyüşü yaptığımız için sahil zamanını biraz uzun tuttuk. Kahvaltımızı yine kendi inkanlarımızla yapıp, göynük kanyonu etabına taksiyle geçip, kanyon girişinde ücretlerimizi ödeyerek kanyona girdik. Kanyon içinde göl üstündeki çardaklarda biraz keyif yapıp ilk defa öğlen molasında saat 12:00 de dik ve gölgeli ormanda Göynük yayla noktasına yol aldık. Sıfırdan 700-800 metre yükselip inişe geçtik, kamp yeri gibi bir yere ulaştığımızda haritada gösterilen su kaynağını aradı gözlerimiz. Kamp alanlarının çok kirli olması ve suyun olmamasından dolayı devam ettik. Havanın kararmasına yakın nehir yatağına varmıştık. Yanı başımızda dere suyu, dereyatağında korunaklı taşların arasında gecelemek için kampımızı kurduk. Bol suda kirli çamaşırlar yıkandı. Güneş batmadan suya girildi. Hava karardığında bir yandan ateşimiz yanarken bir yandan yemek hazırlığına giriştik. Menüde zeytinyağlı tarhana çorbası, tereyağlı bulgur pilavı, salata… Ateş başı muhabbetten sonra yorgunluk iyice çöktüğünde yıldızlar altında suyun sesiyle sızdık.

 

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir